Erdoğan ve Putin’in Soçi’deki görüşmesi ne getirdi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 14 Mayıs seçimlerinin ardından yapılan ilk yüz yüze görüşmede tahıl anlaşmasının yenilenmesi ve tahıl anlaşmasının askıya alınması konusunda somut bir karara varamazken, uzmanlar, tahıl anlaşmasının askıya alınacağını düşünüyor. Son dönemde mesafeli olan ikili çıkarlar açısından ziyaret daha değerli.
Erdoğan ve Putin en son 2 Ağustos’ta telefonla görüşmüş olsa da, bundan önceki son görüşme 13 Ekim 2022’de Astana’da düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nın zirvesi sırasında gerçekleşmişti. Erdoğan ve Putin’in son ikili görüşmesi 5 Ağustos 2022’de Soçi’de gerçekleşti.
Erdoğan, bugünkü heyetler arası görüşmeler öncesinde yaptığı açıklamada, dünyanın tahıl koridoru sorununa ilişkin ziyaretten ne çıkacağına baktığını belirterek, “İnanıyorum ki, bu ziyaretten sonra verilecek mesaj şu şekildedir: Toplantı, başta az gelişmiş Afrika ülkeleri olmak üzere dünyaya yönelik çok önemli bir adım olacaktır.”
Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Putin, tahıl anlaşmasıyla “Batı tarafından aldatıldıklarını” ve ancak taahhütler yerine getirilirse anlaşmaya döneceklerini söylerken, Erdoğan Rusya’nın anlaşmaya yeşil ışık yaktı. Afrika ülkelerine tahıl gönderin.
Tahıl anlaşmasının geleceği belirsiz mi?
Erdoğan ve Putin’in Soçi görüşmesinin tahıl anlaşmasının yenilenmesine ilişkin somut bir sonuç vermemesi nedeniyle uzmanlar uzlaşmanın geleceğinin şimdilik belirsiz olduğunu düşünüyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından savaşın küresel gıda fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye’nin katkılarıyla 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da imzalanan Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması, 2020’den bu yana yürürlükte kaldı. bir yıl ve 17 Temmuz’da Rusya’nın üyeliği askıya alındı.
Moskova’nın 17 Temmuz’dan bu yana verdiği mesajın Putin tarafından bugün açıkça tekrarlandığını söyleyen Dış Politika Analisti eski diplomat Gülru Gezer, Erdoğan-Putin görüşmesinden yüksek bir beklentisinin olmadığını, çünkü esneme gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirtiyor. Batı’dan.
Ukrayna Savaşı kapsamında hem Belarus gibi bölge ülkelerindeki gelişmelerde hem de Afrika’daki darbelerde farklı alanlarda cepheler açıldığını belirten Gezer, “Rusya’nın tahıl anlaşmasından çekilmesini değerlendirmek isterim. ayrı bir cephe hattı olarak yani Rusya’nın Batı’ya yönelik pratiğini bir kart olarak görüyorum” diyor.
BM’nin tahıl anlaşmasına ilişkin nihai planını geçtiğimiz hafta sunduğunu ve Moskova’nın cevabının beklendiğini hatırlatan Gezer, “Bugünkü basın toplantısından anladığım, BM’nin sunduğu paketin Rusya’nın mevcut hassasiyetlerini ve ihtiyaçlarını karşılamadığıdır.”
Moskova, anlaşmaya geri dönmek için kendisine verdiği taahhütlerin yerine getirilmesini şart koşuyor.
Rusya uzmanı Aydın Sezer, Rusya’nın orijinal tahıl anlaşmasına dönmek için toplamda 6-7 koşulu olduğunu ancak ilk ikisi yerine getirılse bile geri dönebileceğini belirtiyor ve bu iki koşulu Rosselkhozbank’ın SWIFT sistemine girmesi ve serbest bırakılması olarak sıralıyor. Rus tarım işletmelerinin varlıkları.
Sezar sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ancak her ikisinde de Batı esnemedi. Putin’in muhatabı Batı, Erdoğan değil. Bu arada bu koşulların hiçbiri yeni koşullar değil, tahıl anlaşması ilk imzalandığında dayatılan koşullar. Rusya bunu yapacağını söyledi.” bunların gerçekleşmesini sonsuza kadar beklemeyin. 90 günlük bir süre var ve bu sürenin ilk 35 günü de geçti.”
Kaybedilen topraklar ve çatışmaların devam etmesi nedeniyle Ukrayna’da artık savaşın başındaki kadar tahıl kalmadığını söyleyen Sezer, Kiev’in bu anlaşmanın yenilenmesine olan ihtiyacının Moskova’ya göre daha az olduğunu belirtiyor.
Afrika ülkeleri için alternatif tahıl girişimi
Soçi zirvesinden çıkan en somut sonuçlardan biri, son haftalarda sıkça konuşulan ve bazı uzmanlar tarafından tahıl koridoru anlaşmasına alternatif olarak görülen Rusya’nın Afrika’ya tahıl gönderme projesine Ankara’nın “evet” vermesi oldu.
Erdoğan, düzenlediği ortak basın toplantısında, “Sayın Putin, ‘Bu 1 milyon ton tahılı fakir ülkelere göndermek için buradayız’ dedi.’ Onlara, ‘Burada bize düşen görev ne olursa olsun, biz Türkiye olarak onun üzerindeyiz ve sizden gelecek olan bu tahılları fabrikamızda fabrikalarımızda öğütüyoruz’ dedik. ‘Zavallı Afrikalılara gönderebiliriz’ dedik. ülkeler ‘ve bu konularda anlaştık’ şeklinde konuştu.
Sezer, bu projenin Türkiye tarafından iyi yürütülmesi halinde süreklilik sağlayabileceğini ancak ana tahıl anlaşması gibi tüm dünya açısından sonuç üretmesinin beklenemeyeceğini söylüyor.
“Türkiye için önemli bir konu, sadece Rusya’dan değil Ukrayna’dan da tahıla ihtiyacımız var. Çünkü yerli üretimimiz ne kadar olursa olsun Rusya ve Ukrayna’nın tahılının verimi yüksek, daha beyaz, daha besleyici ve daha uygun. endüstri için.”
Tahıl anlaşması kapsamında Ukrayna’dan sadece Karadeniz üzerinden dış pazarlara en az 32-33 milyon ton tahıl gönderileceği hesaplanıyor. Ancak Rusya, bunun çok küçük bir kısmının ihtiyaç sahibi Afrika ülkelerine gittiğini savunuyor.
Gezer’e göre Katar’ın da finanse ettiği bu proje palyatif yani süreksiz bir analiz olabilir. Erdoğan’ın orijinal tahıl anlaşmasına verdikleri önemin de altını çizen Gezer, geçen yıl imzalanan tahıl anlaşmasının Türkiye açısından önemini şöyle aktarıyor:
“Sıcak çatışmanın Karadeniz’e yayılması durumunda en çok kim etkilenecek? Türkiye. Tahıl koridoru anlaşmasının en temel unsuru, her iki tarafın da birbirine saldırmama sözü vermesiydi. Aksi takdirde tahıl için alternatif yollar bulunur.”
Erdoğan istediğini alamadan ABD’ye mi gidecek?
Erdoğan, Eylül ayı diplomatik trafiği kapsamında 9-10 Eylül’de G-20 Başkanlar Zirvesi için Hindistan’a, ardından 17-21 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Konseyi (BMGK) için ABD’ye gidecek.
Tahıl anlaşmasının mimarlarından biri olan Türkiye, son dönemde Rusya’yı ikna etmek için Batılı başkentlerin baskısı altındaydı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan geçen hafta Kiev’in ardından Moskova’ya da gitmişti.
Gezer, “İstediğimizi aldık mı? Belki tahıl anlaşmasında alamadık ama BM burada doğru dürüst rol oynayamayınca Türkiye ne yapabilir?” Ardından Batı, Moskova’nın şartlarına yönelik bir adım atmadığı takdirde Ankara’nın ikna kabiliyetinin sınırlı olacağını ve mucizeler yaratamayacağını söylüyor.
Soçi görüşmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı, Rusya’ya müzakereleri yeniden başlatma çağrısında bulunarak, “ABD ve Birleşmiş Milletler Türkiye’ye minnettardır” dedi.
Ziyaretin ikili ilişkiler açısından önemi
Erdoğan’ın Soçi ziyareti her ne kadar tahıl anlaşması açısından öne çıksa da eskisinden daha mesafeli olduğu gözlenen Rusya ile ilişkiler açısından olumlu bir adım olarak fiyatlanıyor.
Ziyaretin dikkatleri yeniden toparlaması açısından değerli olduğunu belirten Gezer, “Çünkü ‘Erdoğan seçimden önce Rusya’yı kullandı, seçimden sonra mesafe aldı’ algısı vardı. İlişkilerin kararlılıkla güçlü bir çizgide ilerlediği mesajı verildi” dedi.
Ankara’nın İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması, Ukrayna’nın NATO üyeliğini destekleme tutumu, Azak komutanlarının teslim edilmesi gibi gelişmeler nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler son dönemde daha kesintili olarak değerlendirilmeye başlandı. Azak Taburu komutanlarının serbest bırakılması, çoğunlukla hükümet kontrolündeki Rus medyasında sert bir şekilde eleştirildi.
Sezer, tahıl anlaşması dışında bu ziyaret ve toplantıların da değerli olduğunu düşünüyor ve şöyle konuşuyor:
“İki ülkenin ortasında limonsu bir atmosfer vardı, bence bu atmosferin dağılmasına yönelik bir adımdı. Bundan sonra yapılacak görüşmelerin sonuçları da beklenmeli.”
Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Putin ve Erdoğan, Sinop’ta nükleer santral kurulması, Türkiye’nin güç merkezi haline gelmesi ve yerli para birimine geçiş gibi projeleri de görüştüklerini duyurdu.